
Kimi kurtarıcıyı bekler,
kimi beklemeyi inkâr eder.
Kimi, kurtarılacak bir şey kalmadığına inanır.
Peki ya sen?
Sen kimin gelişine hazırlanıyorsun?
Bu kitap, beş farklı inanç düzleminde beş ayrı tiyatro evreni kurarak, insanın zamanla, hakikatle ve kendi iç sesiyle kurduğu ilişkiyi sahneye taşıyor.
Kurtarıcının geldiği ya da hiç gelmeyeceği bir dünyanın ortasında, karakterler bekleyişin yükünü, inkârın yalnızlığını, sabrın kırılganlığını ve anlamın çözülebilirliğini bedenlerinde taşıyor.
Birinci bölüm, artık hiçbir şeyin beklenmediği bir dünyada, anlamdan geriye kalan sessizlikleri konuşturuyor.
İkinci bölüm, İslam inancı dışında kalan ama yine de bir kurtarıcıya duyulan derin ve sezgisel özlemi taşıyan insanların, umutla suskunluk arasında kurdukları iç çatışmaları sahneye taşıyor.
Üçüncü bölüm, inancın kurtarıcıya değil, sorumluluğa dönüştüğü yerde insanın kendini yeniden inşa etmesini anlatıyor.
Dördüncü bölüm, Sünnî gelenekte sabır ve ahlâk zemininde inşa edilen bir bekleyişin iç dinamiğine odaklanıyor.
Beşinci ve son bölüm, Şiî gelenekte gaybın ve zuhurun kutsallığıyla örülmüş bir metafizik duruşun dramatik anlatısıdır.
Her bölümde, zaman sadece bir akış değil; bir vicdan, bir yorgunluk ve bir direniş alanıdır.
Ve bir yerde, altıncı bir figür sessizce sahnede durur. Onun kim olduğunu yalnızca hazır olanlar fark edecektir.
Beş Ruh Beş Bekleyiş, Beckett’ten Zweig’a, Cioran’dan Şeriati’ye uzanan çağrışım çizgisinde, çağdaş tiyatronun ve düşüncenin sınırlarını yoklayan bir deneysel metindir.
Bu kitap, yalnızca bir oyun değil, bir sorudur:
“Eğer o gelmeyecekse, biz neye dönüşeceğiz?”
Kimi kurtarıcıyı bekler,
kimi beklemeyi inkâr eder.
Kimi, kurtarılacak bir şey kalmadığına inanır.
Peki ya sen?
Sen kimin gelişine hazırlanıyorsun?
Bu kitap, beş farklı inanç düzleminde beş ayrı tiyatro evreni kurarak, insanın zamanla, hakikatle ve kendi iç sesiyle kurduğu ilişkiyi sahneye taşıyor.
Kurtarıcının geldiği ya da hiç gelmeyeceği bir dünyanın ortasında, karakterler bekleyişin yükünü, inkârın yalnızlığını, sabrın kırılganlığını ve anlamın çözülebilirliğini bedenlerinde taşıyor.
Birinci bölüm, artık hiçbir şeyin beklenmediği bir dünyada, anlamdan geriye kalan sessizlikleri konuşturuyor.
İkinci bölüm, İslam inancı dışında kalan ama yine de bir kurtarıcıya duyulan derin ve sezgisel özlemi taşıyan insanların, umutla suskunluk arasında kurdukları iç çatışmaları sahneye taşıyor.
Üçüncü bölüm, inancın kurtarıcıya değil, sorumluluğa dönüştüğü yerde insanın kendini yeniden inşa etmesini anlatıyor.
Dördüncü bölüm, Sünnî gelenekte sabır ve ahlâk zemininde inşa edilen bir bekleyişin iç dinamiğine odaklanıyor.
Beşinci ve son bölüm, Şiî gelenekte gaybın ve zuhurun kutsallığıyla örülmüş bir metafizik duruşun dramatik anlatısıdır.
Her bölümde, zaman sadece bir akış değil; bir vicdan, bir yorgunluk ve bir direniş alanıdır.
Ve bir yerde, altıncı bir figür sessizce sahnede durur. Onun kim olduğunu yalnızca hazır olanlar fark edecektir.
Beş Ruh Beş Bekleyiş, Beckett’ten Zweig’a, Cioran’dan Şeriati’ye uzanan çağrışım çizgisinde, çağdaş tiyatronun ve düşüncenin sınırlarını yoklayan bir deneysel metindir.
Bu kitap, yalnızca bir oyun değil, bir sorudur:
“Eğer o gelmeyecekse, biz neye dönüşeceğiz?”
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 97,50 | 97,50 |